Değerli mevkidaşımız / Değerli Büyükelçi;
Biz, akranları gibi yaşamak, akranları gibi özgür olmak, istediğini sevebilmek, gelecek hayali kurmak isteyenlerin de partisiyiz. Bu mektubu, milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı’nın bu isteklerini bir de Yeşiller Partisi ağzından duymanız için yazıyoruz.
Arada kısa tarihsel boşluklar olsa da, Anadolu yaklaşık iki yüz yıldır; yüzünü Batı’ya dönmüş, kendisine Batılı bir yaşamı, yönetim biçimlerini, yasaları model almış ve dahi buna ulaşmak için sürekli ve ciddi adımlar atmış yöneticiler ve reformistler tarafından idare ediliyor. Doğu’nun en Batısı, Batı’nın ise en Doğusu olmak gibi bir coğrafi kader ile şekillenen Türkiye’nin siyasi hayatında bu doğrultu 100 yıllık Cumhuriyet Dönemi’nde de değişmedi ve bu durum ancak toplumsal olarak karşılık bulması ile mümkün olabildi.
Halen Türkiye’de yaşayan insanların zihinlerinde yurtdışı kavrami Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri gibi Batılı ülkelerle neredeyse eşdeğer haldedir. Yönetenler siyasi hamlelerinin ve stratejilerinin gereklilikleri ile kimi zaman bakışlarını farklı yönlere çevirseler de; bu Batı yönünde giden bir gemide başka yöne bakmaktan öte bir anlam ifade etmemektedir.
Son yirmi yılda Türkiye’de ve Türkiye’nin yakın coğrafyasında baş gösteren siyasal, toplumsal ve ekonomik krizler ile Türkiye’yi yönetenlerin tercihleri sonucunda Türkiye ve Batı Dünyası arasındaki bağın karşılıklı olarak zayıfladığı saklayamayacağımız bir gerçek. Fakat bu zayıflama sonucunda ortaya çıkan sıkıntıları ise Türkiye toplumu içerisinde ne yazık ki en çok bu bağın tekrar güçlenmesini arzu edenler çekmektedir. Hükümetlerin yarattığı toz bulutunun altında ekonomik işbirlikleri, toplumsal bağlar ve ortak hedefler bulunmaktadır.
Bu noktada bu mektubun çıkış noktasına vurgu yapmak doğru olacaktır. Türkiye ve AB ülkeleri arasında yaşanan vize sorunları artık Türkiye’de gündemin değişmez bir parçası haline geldi. Bir Avrupa ülkesinde doğmuş akranının hiç düşünmeden çıkabileceği bir seyahate, Türkiye’de yaşayan bir kişi çıkabilmek için dosyalar dolusu belge hazırlamakta, asgari ücretin yarısı kadar bir parayı sadece vize başvurularında harcamaktadır. Tüm bu çabaların sonucunda ise giderek artan oranda bu başvurular olumsuz sonuçlanmaktadır.
Vize, göç ve sığınmacılık konularında sizin kendi politika doğrultunuzu belirleme hakkınız olduğunu biliyoruz. Bunun yanında biz Türkiye’de bulunan Yeşiller olarak; Türkiye toplumunun iki yüz yıldır Batı’ya yönelik serüveninin sorumluluğunu üzerimize alıp bundan sonrası için yapılması gerekenleri bilirken; sizlerden de Türkiye’den size yönelik uzanan ve son dönemde gücü zayıflamakta olan eli havada bırakmamanızı istiyoruz. Bu yönde politikaları savunarak ve hayata geçirerek toplumlar arasındaki bu suni sorunları aşmaya sizi çağırıyoruz.
Her ne kadar hepimiz kendi koşullarımıza göre oluşan ve siyaset yapan partiler olsak da Yeşil Partiler sorunları aynı gören ve bu belirlediği sorunlara karşı ortak politikalar oluşturan bir bütün. Biz bundan büyük mutluluk duyuyoruz ve bu ortaklaşmanın gücüyle hareket edeceğimize inanıyoruz.
Aynı güneşin altından sevgi ve selamlar.
Yeşiller Partisi Eş Sözcüleri
Özlem Taşdemir Teke – Koray Doğan Urbarlı
*Mektubun İngilizcesini tüm muhattaplarımıza gönderdikten sonra yayınlayacağız.