Ana Sayfa Basın Bültenleri Paris İklim Anlaşması’na Onay Vermek Bir Son Değil Başlangıçtır, Takipçisiyiz.

Paris İklim Anlaşması’na Onay Vermek Bir Son Değil Başlangıçtır, Takipçisiyiz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2015’te kabul edilen Paris İklim Anlaşması’nın Türkiye tarafından onaylanacağını dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı açıklama ile dünyaya duyurdu.

12 Aralık 2015 tarihinde Fransa’da gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (United Nations Convention on Climate Change – UNFCCC) 21’nci Taraflar Konferansı’nda kabul edilmesinin ardından Paris İklim Anlaşması, 22 Nisan 2016 tarihinde New York’ta düzenlenen üst düzey bir törenle Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCC) taraf ülkelerin imzasına açıldı.

O tarihten bu yana ülkeler anlaşmayı kendi parlamentolarına getirerek onayladı. Türkiye ise anlaşmayı onaylamayan son altı ülkeden biri olarak kaldı.

İklim hareketinin nerdeyse 20 yıllık mücadelesi ve son 6 yıldaki Paris Anlaşması’nın onaylanmasına yönelik kesintisiz ısrarı, çabası ve uluslararası iklim politikalarının geldiği nokta ile Türkiye ilk kez anlaşmayı herhangi bir ön koşul göstermeden onaylayacağını net bir şekilde ifade etti.

Bunun Türkiye’nin uluslararası iklim müzakerelerinde yeniden bir aktör olarak yer alacak olması nedeniyle olumlu buluyoruz. Ancak, bir anlaşmayı imzalamanın ya da onaylamanın tek başına bir listeye ülke adını yazdırmak dışında faydası olmayacağını da biliyoruz.

Paris İklim Anlaşması bir prestij anlaşması değildir. ‘Evimiz Yanıyor’ dediğimiz o gezegenimizin ve gezegenimizdeki tüm canlıların geleceğini belirleyecek yükümlülükleri olan bir anlaşmadır. Altına atılan bir imza ile bu yükümlülükler yerine getirilmiş olmayacak, aksine yola yeni çıkılacaktır.

Biz Yeşiller Partisi olarak, tüm iklim hareketiyle birlikte bu yükümlülüklerin göstermelik değil somut ve kararlı hedeflerle ilan edilmesinin ve ardından da hayata geçirilmesinin takipçisi olacağız.

Türkiye’nin halihazırda iklim kriziyle mücadelede sera gazı azaltım ve uyum hedefleri son derece yetersiz. Bu konuda atılması gereken adımların yine takipçisi olacağız.

Fosil yakıtların yerin altında kalması, Kanal İstanbul gibi yıkıcı mega projelerden vazgeçilmesi, kömür başta olmak üzere fosil yakıtlardan çıkış stratejilerinin oluşturulması, tüm termik santrallerin kapatılması, Türkiye’nin karbon nötr bir ekonomi olma planını Kaf Dağı’nın ardına bırakmadan mümkün olan en yakın vadede açıklaması Yeşiller Partisi olarak, Paris İklim Anlaşması’nı onaylayacak olan bir hükümetin samimi olup olmadığını görmemiz için en temel beklentilerimizdir.

Tekrarlamak isteriz: Anlaşmaya onay vermek bir son değil bilakis kritik bir başlangıçtır. Bundan sonra hedefler belirleme ve harekete geçme zamanıdır. Hemen harekete geçmeliyiz, bekleyecek zamanımız yok. Çünkü küremizin yaşanabilir olarak kalabilmesi için kaybedecek bir saniyesi bile yok.