Bugünlerde kamuoyunun gündeminde olan müsilaj* konusu, Marmara Denizi’nde son yıllarda farklı şiddetlerde de olsa tekrarlanan bir fenomen. Marmara Denizi, yapısı gereği durgun, sirkülasyonun çok düşük olduğu körfezlere sahip olan, boğazlardan gelen akıntılarla nefes alabilen bir iç denizdir. Bu hassas koşulları sebebiyle özenle bakılması ve yakından takip edilmesi gerekirken, yıllarca derin deşarj yöntemiyle çoğu basit bir fiziksel arıtmadan geçen kentsel ve endüstriyel atık sulara, yağışlarla tarımsal üretimde kullanılan gübre ve pestisitlere maruz bırakıldı. Aşırı avcılıkla harap edildi. Kıyı dolgularıyla en zengin ekolojik alanları yok edildi. Denizi besleyen tüm havzalarda tarım ve evsel atık kaynaklı azot ve fosfor kirliliği ciddi boyutlara ulaştı. Hatta tarama çamurları Marmara Denizi’nin ortasına gemilerle götürülüp boşaltıldı. Tüm bu müdahalelerin yanında iklim krizinin etkisiyle sürekli artan yüzey su sıcaklıkları ve ortalama üstü hava sıcaklıkları, deniz salyası oluşumu için gereken tüm şartları biraraya getirdi.
Aylardır balıkçıların deniz salyasından ötürü sorunlar yaşadıklarının haberlerini alıyoruz. Dalgıçlar sorunun sadece yüzeyde olmadığını, deniz dibinin adeta deniz salyasıyla örtüldüğünü, mercanların ve çayırların üzerinin kaplandığını belgeliyor. Kıyıya onlarca deniz canlısı vuruyor; balıklar ve yunuslar kirlilik nedeniyle ölüyor. Kıyılarda yaşayanların denizle bağları kopmuş durumda. Bilim insanları deniz salyasının içinde sadece organik değil, aynı zamanda ağır metal gibi kirleticilerin de olabileceğini söylüyor. Bunun yanında salya, hem doğal yaşam hem de insan sağlığı için risk oluşturabilecek mikroorganizmaları da barındırabiliyor. Bu durum da hem halk hem de çevre sağlığı açısından daha derin tehlikelerle karşılaşabileceğimizi gösteriyor.
Bu bir ekolojik kriz! Bunu bir kriz olarak ele alacak iradeye ihtiyaç var! Kısa vadede müsilajı yüzeyden temizlemek, sorunun yalnızca görünürdeki belirtilerini gizleyip kamuoyunu kandırmaktan ibaret olacaktır. Ayrıca müsilajın, katı atıklar için tasarlanmış yüzey süpürgeleriyle temizlenmeye çalışılması bu müsilajın parçalanıp dağılarak daha geniş alanlara yayılmasına da katkı sağlayacaktır.
Acilen eyleme geçilmeli! Bilim insanlarının önerisiyle bir takvim oluşturulmalı ve uzun soluklu bir çözüm haritası ortaya konulmalı.
- Marmara’ya bırakılan tüm atık sular en üst seviyede arıtılmalı. Balıkçılıkta kontrol sağlanmalı ve dolgulardan kaynaklanan kıyı tahribatı sona erdirilmeli!
- Ergene Nehri’nin kirli suyunu denize derin deşarjla verme projesi acilen iptal edilmeli!
- Marmara’yı ele alan bir acil eylem planı oluşturulmalı. Bu plan sıkı denetimlerle eksiksiz biçimde uygulanmalı!
- Deniz suyu sıcaklığının artmasının esas sebebi olan iklim kriziyle mücadelede gecikmeden hem azaltım hem uyum politikaları hızla ve kararlılıkla hayata geçirilmeli!
Tüm bunlara rağmen atılacak adımların sonuçlarını kısa vadede görmek mümkün olmayabilir. Ama eğer şimdi harekete geçmezsek Marmara Denizi’nin ölmesine engel olamayız.
* Deniz Salyası