Recep Tayyip Erdoğan ile Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ülkeyi içine soktuğu ekonomik buhranın nerede noktalanacağı artık kestirilemiyor. Türk Lirası yılbaşından beri ABD Doları karşısında %50’ye yakın değer kaybetti. Türkiye’de yaşayan milyonlarca insanın bu süreçte alım gücü bir o kadar düştü. Fakirleştik. Türkiye artık dengeleri bozulmuş, halkı yoksullaşmış, riski artmış ve geleceğini göremeyen bir ülke.
Fakat bu süreçleri fırsata çevirip krizden daha zengin olarak çıkanlar da var. Bağımsızlığını ve güvenilirliğini tamamen kaybetmiş Merkez Bankası’na giden talimatları önceden “tahmin edenler”, döviz ile Hazine garantili işler yaparak doğayı talan edenler, halka yerli ve milli masalları anlatırken paralarını dövize çevirenler bu süreçlerin sonunda hepimizin aksine daha zenginler. Ekonomi böyle yönetilmeye devam ettiği sürece daha da zenginleşerek gelir adaletsizliğini körüklemeye devam edecekler.
Recep Tayyip Erdoğan’ın yazdığı “ekonominin kitabı”nın sonuç bölümüne geldik. Ekonomi uçuruma yuvarlandı ve kitap bitti. İnatla yönetilen ekonomide hiçbir veri olumluya gitmiyor. Döviz yükseliyor, enflasyon yükseliyor, işsizlik yükseliyor, fakirlik yükseliyor, gelir adaletsizliği yükseliyor. Artık kitap bitti ve son sözü söylemek için adres belli: Sandık. Gerçeklerle bağını yitirmiş olan Recep Tayyip Erdoğan yönetimi, Türkiye’ye daha da fazla zarar vermesin diye Yeşiller Partisi olarak hemen “erken seçim” diyoruz.