Kendisi için işlerin kötüye gittiği her an, anti-demokratik adımlar atmaktan çekinmeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. AKP- MHP iktidarının her adımda, bataklığa daha da gömülmesini izliyoruz.
AKP, kaybedeceğini anladığı her seçim öncesinde yaptığı gibi bu seçimde de kuralları kendi lehine esnetmeye çalışıyor. Bu kez ortağı MHP ile Seçim Kanunu’nda değişiklik önerisiyle karşımıza geliyor.
Yeni Seçim Kanunu tasarısının temelinde AKP ve ortağı MHP’nin iktidarı kaybetme korkusu olduğu çok açık. İktidar temsilcileri, taslağın seçim barajının %7’ye düşürülmesiyle ilgili maddesini öne çıkartıyor. Bu değişimle birlikte, TBMM’de daha fazla partinin temsil edileceği gibi bir algı oluşturuyorlar. Ama önerinin diğer maddelerine baktığımızda barajın düşürülmesinin bir maske olarak kullanıldığını açıkça görüyoruz.
Yasa tasarısıyla iktidar, TBMM’de çoğunluğu kaybetmemek için milletvekili dağılımını değiştirmeye ve diğer partilerin temsilci sayısını düşürmeye çalışıyor. Geçmiş seçimlerde alınan oyların bu seçim tasarısına göre hesaplanması ile ortaya çıkan tablo bunu apaçık gösteriyor.
Kaybetme korkusuyla hareket eden iktidar ve yandaşları, milletvekili dağılımını değiştirmenin yanı sıra seçim kurullarında da değişiklik öneriyor. Torpil listeleri ile kazananların önceden belli olduğu, yukarıdan gelen talimatları uygulayanların el üstünde tutulduğu bir düzende, seçim güvenliğini sağlayan kurulların yapısı zedelenmeye çalışılıyor. “İl seçim kurullarını tartışmalara mahal vermeden oluşturma” gayesi ile duyurulan değişiklik önerisinin altında da iktidar ve yandaşlarının sandıkta kaybetme korkusunun yattığı açık.
Seçim güvenliğinin her seçimde aşındığı ve vatandaşların seçimden oy vermek ve oyuna sahip çıkmayı anladığı bir ülkede yaşıyoruz. Bu tasarı seçim güvenliğini sağlamaya değil daha çok ortadan kaldırmaya yönelik bir tasarıdır. Mühürsüz oyların daha rahat geçerli sayılabileceği, seçim iptallerinin normal hale gelebileceği bu tasarıyla demokratik ve adil bir seçim yapılacağını beklemek hayal olur.
AKP-MHP iktidarı, sona yaklaştığının farkında ve tüm tuşlara basarak kaçınılmaz sonu değiştirme derdinde. Fakat biz biliyoruz ki atılan her adıma karşı atacağımız adım, söylenen her söze karşı da söyleyecek sözümüz var.
Yeşiller Partisi olarak barajın sıfırlandığı ya da sembolik olduğu; seçime girmenin ve örgütlenmenin önündeki engelin kaldırıldığı bir Seçim ve Siyasi Partiler Kanunu talep ediyoruz.
