42 sene önce bugün Türkiye sonuçlarını hâlâ yaşamak zorunda kaldığımız bir girdaba sürüklendi. 12 Eylül 1980 günü askerî bir darbe ile yönetimi zorla ele geçiren Kenan Evren ve arkadaşları Türkiye’yi hayallerindeki tek tip bir toplum modeline göre dizayn etmek için hepimize çok ağır bir bedel ödettiler.
12 Eylül rejimi, üniversitelerden basına kadar tüm kurumları yerle bir etti; sendikaları ve siyasi partileri kapatarak ülkenin demokrasi adına kazanılmış ne kadar kurumu varsa yok etmeye çalıştı. Bu uğurda yüzbinlerce insan hapse atıldı; işkenceler günlük hayatın parçası oldu; “Asmayalım da besleyelim mi?” diyerek kurulan idam sehpalarında ibret olsun diye gencecik çocuklar yaşlarını büyütülerek idam edildi.
Darbe günlerinde doğanlar artık 40’lı yaşlarında. Bu süre zarfında birkaç kuşak, gençliğini demokrasiyi soluyamadan, baskılar altında yaşamak zorunda kaldı. Ne yazık ki aradan geçen 42 yıla rağmen Türkiye 12 Eylül rejimini aşamadı. Sorumlu generaller mahkum olup rütbeleri söküldü ama kurdukları rejim bugün hâlâ iktidar tarafından daha da ileri taşınarak sürdürülüyor. İşbaşına geldiklerinde 12 Eylül Anayasası’na karşıymış gibi görüntü veren AKP iktidarı 12 Eylül rejimini keyfine göre tahkim ettikten sonra tüm nimetlerinden fazlasıyla istifade ediyor. Evren’in bile cesaret edemediği bir tek adam rejimini Türkiye’ye uydurmaya çalışıyor.
12 Eylül’de giydirilen ve değişikliklerle yamalı bir deli gömleği hâline gelen yapı, bugün Türkiye toplumuna dar geliyor. Generallerin ve onların sivil işbirlikçilerinin arzuladıkları tek tip toplum uzak bir hayal. Bugün daha dinamik, daha çoğulcu, daha dünyaya açık bir Türkiye toplumu bu cendereden kurtulup yarına yeniden umutla bakmanın, 42 yıldır yitirdiğimiz gülümsemenin yüzümüze yeniden yerleşmesinin yolunu arıyor.
12 Eylül’leri aşmak için, 2023 Türkiye’sinin ihtiyaçlarına cevap verecek, tek tip bir toplum yerine farklılıkları zenginlik olarak gören, çoğulcu, şenlikli, ekolojik bir toplum amaçlayan ve mutabakatla hazırlanmış yeni bir anayasa için mücadele etmeye bugünden başlamalıyız.
Biz Yeşiller olarak bu mücadelenin bir parçası olmaya hazırız.
